Uygarlığın özü:
karşındakine eziyete yönelmeden, sızlandırmaya varmayan yaklaşımdır.
Uygarlık,
doğal, tabiat yasasına uygun,
eşitlik olgusunda, eşit paylaşımdır olanakları.
Haksız oranlamaların yok oluşu, ortak kazanımların eşit kullanımıdır.
Aynı ortamda çalışan insanların ızdırap tebessümü içinde bulunmamalarıdır çağdaşlık.
Çağdaşlık, karşısındakini küçümsememek, küçümseyerek bakmamaktır.
Hizmette hep hazır olanların,
fiili hizmet üretenlerin,
yükü taşıyanların,
karşısındaki de hakkı olanı kullanırmışçasına, teklifsizce kabulüdür.
Biraz haksızlık olmalı bu;
üretenlerin iyilik dolu bakışlarını eksik etmemesi zorunludur!
Zira onlar için, tek çıkar yol,
nedenini sormadan “itaat et, rahat et” felefesi olgusundadır.
Güçsüzün ezilmesine fırsat vermemektir erdem.
Bugün, toplum içinde öyle bir bölüm oluşmuştur ki,
her an,
hizmet içi ve hizmet dışı fark etmez,
alt statü olanlara olumsuz ayırım içindedir.
Birileri çıkıp zevahiri kurtarma olgusunda,
“biz bir aileyiz der”.
Hayır…
Biz bir aile, hiç olamadık ki!
Kendince, kullandığı üstün olanakların devamı için,
“aileyiz” kandırmacası olmalı.
İçtenlikten uzak bir söylemdir bu.
Hizmetin fiili ağır yönü, olanakların hep kıt yönü!
Gönlünden koparcasına olanı, hep reva görüldü!
Ve bu olumsuz, düzmece oranlamalarla,
kısıtlı, eşitlikten uzak olgu devam ediyor.
Aile olsak, paylaşımların eşit olması gerekir.
Olsa olsa aile içinde üvey evlat olabiliriz!
Ya da kast sisteminde “parya sınıfı“.
Aile olunsa mirasta da eşitlikten bahsedilir.
Emekli maaşları eşitsizliği,
tazminatlarda ayırım, kayırım ve ayrıcalıklılık bunun kanıtıdır.
Mankurt gibi buyurulanı yapmaktan başkaca seçeneğin olmadığı konumdur.
Birilerine olanaklar imtiyazlı olarak altın tepside sunulurken,
bizler karavanaya çala kaşık, klasik olgusundayız!
Çağdaşlık (uygarlık) güçlünün her ortamda,
haklı olduğunun varsayımının reddidir.
“Ben hep haklıyım” diyememesidir.
Haksız olduğunda da, haklı olamamasıdır.
Hep, haklı olduğunu kabul etmemektir.
Uygarlık, insancıl kültürün gelişimidir.
Çağdaşlığın erdem olgusunda kazanımlarıdır, birikimidir, buluştuğu bir yerdir belki.
Karşısındakini, kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmeye yönelik zorlamalar,
fikir ve düşün uygarlığının eksik olan gösterisidir.
Gelişmişlik eksikliğinin zora dayalı uygulamaları,
çağdaşlıktan uzaklaşmadır bir yerde!