Değerli Meslektaşlarım
Bize, assubaylara yapılan bu haksızlıklara
dur diyelim.
Dur deme zamanı geldi, geçiyor.
Temad denilen yüce kuruluşumuzun,
sesi çıkmıyor, çıkamıyor!
Kendi gücümüzü
bilemez durumdayız!
Bizim seçimlerde en az 400.000 oyumuz var.
Güçlüyüz ama gücümüzü bilemiyoruz!
Hizmetin özünü, bizler üretmekteyiz.
İleri karakollarda,
şehitliğe en yakın yerlerde görevlendirilmemize,
zimmetin tüm yükünü taşımamıza,
sıra sıra tabutlara dizilmemize,
sosyal olanaklardan kısıtlı faydalanmamıza rağmen,
İş tazminatlara ve olanaklara gelince,
risk ortamından uzak,
cephenin gerisinde
klimalı bürolarında oturanlara,
ofis sevenlere sunulmaktadır.
Bize yapılan haksızlıkları,
‘insan hakları evrensel beyannamesini temel alarak‘
mahkemelerce tespit ettirerek,
yüce yargıya götürme olanağımız vardır.
Sıra sıra şehitlerin adı,
Assubay ve uzman çavuşlar…
Sesimizi duyuracak yönetim gerekiyor!
Hatalı yaklaşımlar ile sesimiz çıkmaz,
çıkamaz duruma getirilmiştir!
Oysa, bizlere yapılan haksızlıkları sergilemeliyiz…
Duyarsızlıklara çare vardır.
Güçlü kişiler,
güçlü yönetimler,
çareyi ve bir çıkar yolu mutlaka bulurlar.
Bu bir donanım işidir.
Hukuksal bilgiye, donanıma dayalıdır.
Yaşım 83 ama diriyim.
Ve sağlık sorunum yok.
Sizlere yardımdır,
en büyük amacım.
Assubayların hak ettikleri yerde olmalarıdır idealim.
Hukuksal yolla kazanımlar mutlaka vardır ve bu sağlanır…
19 Eylül 1953’ten beri bu işin içindeyim.
51 senedir lisanslı biri olarak,
assubaylara yapılan haksızlıkların ortadan kaldırılması peşindeyim.
Uğraşımın bu olduğunu,
tanıyanların çoğunlukla bildiğini sanıyorum.
Sizlerdenim.
Hiç bir ekonomik talebim yok
ve olmayacaktır!
Maaş da istemiyorum.
Tek düşüncem ve üzüntüm;
Assubayların,
düştüğü düşürüldüğü çaresizlik ortamından çıkarılmasıdır.
Ekonomik gücüm bana yeterli,
seçin beni.
Gayem;
assubayları layık olduğu,
hak ettikleri gibi,
daha onurlu kılmaktır.
Bize yakıştırılan,
“alt statü” denilen uyduruk söylem aşağılayıcıdır, itelemedir.
Hak ettiklerimizden, haklarımızdan uzaklaştırmadır.
İlk iş “alt” denilen yerden kurtamak,
verdiğimiz hizmetin karşılığını almak olacak.
Her sonucu göze alıp.
haklarınızı ön plana çıkarayım.
Bire bir, en yetkililer ile yılmadan,
küfüre, hakarete bulaşmadan,
kızmadan, küsmeden…
Gerçek nedensiz ‘ihraç’ edilen tüm arkadaşlarımızı,
tekrar bünyemize kazandırmalı,
hak aramada katkılarını sağlamalıyız.
Yaklaşımlarım, fikir tespitlerim
monopol, kişiye özel olmayacak.
Ben değil, biz olacağız.
Tespitler, kişisel değil kollektif oluşuma, yapıya kavuşacak.
Astsubay toplumu olarak var olacağız.
Görüşmek üzere…
Yanıma alacağım gönüllü arkadaşlar ile hak nasıl alınır göstereyim size. Hodri meydan!
İleri yaşıma rağmen,
sizlerle beraber,
sizlerin yanınızdayım
ve sizlere sesleniyorum…
Mehmet KAYALI