Bu ülkenin gelmiş geçmiş bilimum siyaseti, iktidarı , demokrasisi; yıllar ve yıllarca,sadece makam , parasal rant ve servet hırsı uğruna, bizleri, mazlumları, masumları, ruhu kar gibi ak topak ve bembeyaz olanları ezdiler, ezdiler, tuz ile toz ettiler. Bazen Mustafa Kemal ATATÜRK ve yanındaki yiğitleri, bazen Hz. MUHAMMED ve sahabelerini, bazen de 3000 yıllık Türk Altay ordusunu kullanarak O kadar çok kandırıp aldattılar ki, Bu üç kutsal değerin üzerinden, hayatlarımızı, asude baharlarımızı , sevgilerimizi, bir avuç tebessümlerimizi, o kadar çok çaldılar ki……………. O kadar azgınca hırpalayıp örselediler ki…….. O kadar çok canımızı yakıp günahla buluştular ki, Biliyorum ki; bu acımasızlığa açlığa ve yoksulluğa dayanamayan iskeleti çökmüş omuzlarımızdaki O “ Kiramen katibin” melekleri bile kalemlerini kırmış vaziyette başlarını arşı aladan öteye çevirip, yaradanın sözde sureti bu rezil ademlere şimdi şaşkınca bakıyorlar……. Bu günün , yarının, hep yaşanacak olan asıl savaşı da , hırsızın, alçağın ve firavunun ,masumla, alınteri ile, şüheda fışkırmış bedenle kapıştığı er meydansız kahpelik dolu bir kapitalist düzen kavgasıdır. Bu gün her şeye sahip olan bey olan, ağa olan, paşa olanla; hep insan olan , garip kul olan, adaleti, ekmeği çalınan mazlumların kavgasıdır beyhude yaşanacak olan. Mazlumun çıplak askeri Derviş Yunus, topu tüfeği, Pir Sultan, komutanı da Mevlana olmaya devam edecek…. Umut ekip çile biçilecektir. Bu inat, bu adalet kavgası hiç bitmeyecektir. Bizler insan sevgimizle, barış elbisemizle, platon adaletimizle hep yürüyeceğiz o uzak umuda, cılız da olsa balçıklı güneşimize. Mazlumun sembolü, bir beyaz kuşun o zayıf biçare kanadlarıdır. Bu çalı yolu, çakıl yolu, daha çok masuma kıyacaktır. Çok ruhları yakacak kavuracaktır. Çok mazlumları, ağlatacaktır. Çok firavunu daha da şeytanlaştıracaktır. Biz yine de Assubay hayatlarına sahip çıkacağız. Assubay ekmek adaletine dinimize, imanımıza sarılır gibi sarılacağız. Vecihi HÜRKUŞ’u inadına Küçük Zabit olarak yemin billah yaşatacağız. Vazgeçmeyeceğiz. Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor
Bu ülkenin çalışma koşulları en ağır , En fedakar , En yalnız mesleğini yapan insanlar olarak , Yaşadıklarımızı ,Hissettiklerimizi , Yada yaşayamadıklarımızı zaman zaman bu sayfalardan yazmaya çalışıyorum , Bazen ismi bile haritalarda olmayan bir dağın karakolundan , Bazen Ak denizin dingin sularında seyreden bir gemiden , Bazen de buz gibi bir havanın parmakları kestiği uçak hangarın dan , Assubay kelimesinin dahi geçmediği haklarla ilgili kanunlardan , yasalardan , Yada vatan savunmasında şehit düşmüş bir kahramanın cenaze töreninden , Şehidin annesinin ,babasının ,kardeşinin göz yaşlarından , Ses olup içimizi dökmeye çalışıyoruz , Bu sese kulakları sağır olanlara , Gözleri bizi görmeyenlere Ay-Yıldızlı sırmayı gösteriyoruz ,
Tarihinde yüzlerce hain terör örgütlerince şehidi olan Assubay’ların hiç birini unutmadık , unutturmayacağız , Vatan savunmasında şehit olan hiç kimseyi unutmadığımız gibi , Ama bir şehidimiz var ki , Unutmak mümkün değil , İlk şehidimiz , ilk şehit Assubay Memiş Arıbaş , Onun anısına bir yazı yazmıştım ! Memiş ‘in yakınları bana bir mesaj gönderdiler , Onun bir kısmını sizlerle paylaşıyorum ;
” Memiş kardeşimin hikayesini paylaştığınız için teşekkük ederim ben yengesiyim mekanı cennet olsun şehit kardeşimin sizin gibi de ardından arkadaş bıraktığı için tekrar mekanı cennet olsun …………………
……………. aynı zamanda biz hala dayı Çocuklarıyız akrabayız yani ama hikayesini o kadar güzel anlatmışınız ki yüreğine emeğine sağlık kardeşim ”
Şevket ARIBAŞ
Bu hayatımda aldığım en güzel teşekkürdü ; Bende tüm Assubaylar adına kendilerine teşekkür ediyorum , Yazıyı tekrar Memiş Assubayın anısı önünde saygıyla eğilip sizlerle tekrar paylaşıyorum ….
/Levent Ulucan/
1984 , İLK ŞEHİT ASSUBAY MEMİŞ ARIBAŞ
31 yıl önce, sımsıcak bir ağustos ayı tıpkı bu gün gibi, 15 Ağustos 1984 gecesi, Yer Siirt’ in Eruh ilçesi, Alışılmadık bir hava var kasvetli, Zifiri karanlık bir gök yüzü, tepede tek bir yıldız bile yok, Aynı hava aynı karanlık yüzlerce kilometre uzaktaki Hakkari’in Şemdin’li ilçesini de teslim almış, Sanki bu iki yer içinde yaşadığımız topraklar değil, Bu ülkeye ait değil gibi yalnız bırakılmış, Karanlığı hain bir elin sıktığı tetikten çıkan merminin kıvılcımı parlatıyor,
Ve arkası geliyor, Binlerce mermi, yüzlerce el bombası geceyi gündüze çeviriyor, Karakol binaları ve askeri lojmanlar delik deşik, Eşkiya cami minaresinden saatlerce propagan da yapıyor,
Akan kanların lastik ayakkabısına bulaşmış kanıyla, Bu Türkiye için önemli bir tarihtir, Hala akmaya devam eden kanın başlangıç tarihidir, Bizler için bir önemi daha var bu acı zamanın,
Çoğumuz bilmeyiz, Bilenlerde unutmuştur zaten, İlk Meslektaşımızın şehit olduğu gündür,
Türkiye güneydoğu da ki ilk Assubay şehidini orada vermiştir, Bu ismi hiç ama hiç unutmayalım, Jandarma Astsubay Çavuş Memiş Arıbaş,
Ondan arda kalan pek bir şey yok, Diğer Şehitlerimiz de olduğu gibi,
Ama teyzesine söylediği bir şeyler var; Sevdiği kız hakkın da Ölmeden çok az bir zaman önce,
Teyzesi sorar;
-Yiğidim tayinin çıktığı yer uzak mıdır ki? Sevdiğinden çok uzak kalma
Cevap verir; Memiş Assubay
-O kızı alamazsam tekrar dönmek nasip olmasın bana der,
Memiş O Kızı Alamadı,
Memleketine dönmek de bir daha ona nasip olmadı,
Ama
Şehitlik Şerefine Nail Oldu, Onu ilk şehidimiz Olarak Biliyoruz. Saygıyla Anıyor Varlığından Onur Duyuyoruz, Yalnız Ne Acıdır ki; Bu yönetim, Bu Yapı, Bu Adamlarla Son Şehidimizi Hiç Bir Zaman Bilemeyeceğiz…
/Levent Ulucan/
Bu ülkenin çalışma koşulları en ağır , En fedakar , En yalnız mesleğini yapan insanlar olarak , Yaşadıklarımızı ,Hissettiklerimizi , Yada yaşayamadıklarımızı zaman zaman bu sayfalardan yazmaya çalışıyorum , Bazen ismi bile haritalarda olmayan bir dağın karakolundan , Bazen Ak denizin dingin sularında seyreden bir gemiden , Bazen de buz gibi bir havanın parmakları kestiği uçak hangarın dan , Assubay kelimesinin dahi geçmediği haklarla ilgili kanunlardan , yasalardan , Yada vatan savunmasında şehit düşmüş bir kahramanın cenaze töreninden , Şehidin annesinin ,babasının ,kardeşinin göz yaşlarından , Ses olup içimizi dökmeye çalışıyoruz , Bu sese kulakları sağır olanlara , Gözleri bizi görmeyenlere Ay-Yıldızlı sırmayı gösteriyoruz ,
Tarihinde yüzlerce hain terör örgütlerince şehidi olan Assubay’ların hiç birini unutmadık , unutturmayacağız , Vatan savunmasında şehit olan hiç kimseyi unutmadığımız gibi , Ama bir şehidimiz var ki , Unutmak mümkün değil , İlk şehidimiz , ilk şehit Assubay Memiş Arıbaş , Onun anısına bir yazı yazmıştım ! Memiş ‘in yakınları bana bir mesaj gönderdiler , Onun bir kısmını sizlerle paylaşıyorum ;
” Memiş kardeşimin hikayesini paylaştığınız için teşekkük ederim ben yengesiyim mekanı cennet olsun şehit kardeşimin sizin gibi de ardından arkadaş bıraktığı için tekrar mekanı cennet olsun …………………
……………. aynı zamanda biz hala dayı Çocuklarıyız akrabayız yani ama hikayesini o kadar güzel anlatmışınız ki yüreğine emeğine sağlık kardeşim ”
Şevket ARIBAŞ
Bu hayatımda aldığım en güzel teşekkürdü ; Bende tüm Assubaylar adına kendilerine teşekkür ediyorum , Yazıyı tekrar Memiş Assubayın anısı önünde saygıyla eğilip sizlerle tekrar paylaşıyorum ….
/Levent Ulucan/
1984 , İLK ŞEHİT ASSUBAY MEMİŞ ARIBAŞ
31 yıl önce, sımsıcak bir ağustos ayı tıpkı bu gün gibi, 15 Ağustos 1984 gecesi, Yer Siirt’ in Eruh ilçesi, Alışılmadık bir hava var kasvetli, Zifiri karanlık bir gök yüzü, tepede tek bir yıldız bile yok, Aynı hava aynı karanlık yüzlerce kilometre uzaktaki Hakkari’in Şemdin’li ilçesini de teslim almış, Sanki bu iki yer içinde yaşadığımız topraklar değil, Bu ülkeye ait değil gibi yalnız bırakılmış, Karanlığı hain bir elin sıktığı tetikten çıkan merminin kıvılcımı parlatıyor,
Ve arkası geliyor, Binlerce mermi, yüzlerce el bombası geceyi gündüze çeviriyor, Karakol binaları ve askeri lojmanlar delik deşik, Eşkiya cami minaresinden saatlerce propagan da yapıyor,
Akan kanların lastik ayakkabısına bulaşmış kanıyla, Bu Türkiye için önemli bir tarihtir, Hala akmaya devam eden kanın başlangıç tarihidir, Bizler için bir önemi daha var bu acı zamanın,
Çoğumuz bilmeyiz, Bilenlerde unutmuştur zaten, İlk Meslektaşımızın şehit olduğu gündür,
Türkiye güneydoğu da ki ilk Assubay şehidini orada vermiştir, Bu ismi hiç ama hiç unutmayalım, Jandarma Astsubay Çavuş Memiş Arıbaş,
Ondan arda kalan pek bir şey yok, Diğer Şehitlerimiz de olduğu gibi,
Ama teyzesine söylediği bir şeyler var; Sevdiği kız hakkın da Ölmeden çok az bir zaman önce,
Teyzesi sorar;
-Yiğidim tayinin çıktığı yer uzak mıdır ki? Sevdiğinden çok uzak kalma
Cevap verir; Memiş Assubay
-O kızı alamazsam tekrar dönmek nasip olmasın bana der,
Memiş O Kızı Alamadı,
Memleketine dönmek de bir daha ona nasip olmadı,
Ama
Şehitlik Şerefine Nail Oldu, Onu ilk şehidimiz Olarak Biliyoruz. Saygıyla Anıyor Varlığından Onur Duyuyoruz, Yalnız Ne Acıdır ki; Bu yönetim, Bu Yapı, Bu Adamlarla Son Şehidimizi Hiç Bir Zaman Bilemeyeceğiz…
/Levent Ulucan/