Günümüzde hâlâ geçerli olan bir çok atasözü vardır. Yaşadığımız olaylarda ve konuşmalarımızda hep kullanırız. Kimisi güldürür kimisi düşündürür bizleri. Yaşam akıp giderken de bir çok yeni gelişmeler, haberler, olaylar sürüp gider etrafımızda.
Bildiğiniz gibi biz assubaylar yıllardır onur mücadelesi vererek, sınıfımıza uygulanan haksızlıkları yasal platformlarda askeri terbiyemiz ile sürdürüyoruz. Sayın İsmail TURAN beyin bir dönemdir devam eden davası gibi, bu mücadele zaman zaman mahkeme koridorlarında da olmaktadır. Bu ve bunun gibi hukuk mücadelelerimiz, haklarımız elde edilinceye dek sürecektir.
Şu günlerde devam eden ve yargıtaya gönderilen davamızın masrafları ile ilgili olarak gündeme gelen bir destek kampanyasına, bazı başkanların takındığı tavır aslında bir utanç tablosudur!
Dernekler bir çok insanın bir araya gelip aralarından bazı kişileri yönetim için seçtikleri oluşumlardır. Bir çatı altına toplanarak ve kendilerine “buyurun, bu toplumu sizler yönetin. Sizlere güveniyoruz!” denmiş ise, o yönetim kurulu tüm birimleri ile verilecek her türlü karardan sorumludur!…
Tek cümle ile açıklamak gerekirse; bu tutum ve yaklaşım, yönetimde monarşi ve oligarşi demektir!
Atalarımızın dediği gibi; ‘at sahibine göre kişnermiş‘. Temad eski yönetiminin statükocu ve kişisel davranış alışkanlıkları devam ediyor! Bazı başkanlar ve onların bu tutumuna sessiz kalan yönetimdekiler, emeğe saygı duymadıkları, mücadeleye destek verenlerin yaptıklarını yapamadıkları ve ‘çalışanı, ön plana çıkanı baltalamazsam benim yerimi alır‘ endişesi ile ne yazık ki üyelerinin saygılarını kaybedip, mücadeleye engel oluyorlar! Onların düşündükleri tek şey; taşıdıkları etiket, yararlandıkları imkan ve çalışanın şevkini kırmaktır!
Bazı şubelerimizde de örneklerini gördüğümüz gibi, kendisine ve üyelerine saygısı olan başkan ve yöneticilerimiz takdirle karşılanmaktadır. Sorunumuzun aynı olduğu, bunlara sessiz kalmanın yeni sorunların habercisi olacağını bilen yöneticiler, üyelerinin bilgi ve önerilerinden azami istifade eder.
Konunun ne olduğunu dahi derinlemesine bilmeyen ama ‘ben ne dersem o olur‘ düşüncesindeki başkan veya yöneticiler ise bu destek kampanyasının sonuçlarından ders çıkarmak zorundadır. Bu dava kişisel olarak açılmış olsa dahi, hepimizi ilgilendiren, kazanılması halinde bir çok meslektaşımızı ekonomik olarak ‘nispeten!‘ rahatlamasını sağlayacak ve emsal kararla da herkesin yararlanacağı bir davadır. Maddi durumun müsait olmaz, yapamadığını yapanları kıskanabilirsin ama susmanın, pişmiş aşa su katmamanın da fazilet olduğu unutulmamalıdır!
Sn. İsmail Turan yıllardır mahkemelerde bizimle ilgili mücadele verirken kişisel hiç bir harcamasını karşılamamızı kabul etmedi. Fakat, bu dava giderlerini bu fedakar insanın karşılamasının güç olduğu, buna sessiz kalmanın haksızlık olduğunu düşünen arkadaşlarımız ‘gönüllülük esasına dayanan‘ bir destek kampanyasını ‘Temad Genel Merkezimizin de kişisel destekleri ile‘ hayata geçirdiler. Sn. Ersen Gürpınar www.emekliassubaylar.org sitesinde de bu durumu bizlerle paylaştı.
Bulunduğu yeri sadece kahvehane olarak gören, bir kaç gezi düzenleyip yerel yönetimlerin katkılarını kendisine mâl edenler kendilerini bulunmaz kumaş sanarak yanılmaktadır. Kimse bulunmaz değildir! Bunu denemek isteyenlere onurlu istifa müessesini hatırlatmak isterim!
Statüko ve kişisel hesaplarla bu toplumun sorunlarının çözülemeyeceği daha önceki Temad yönetiminin 9 yıllık icraatında kanıtlanmıştır. O yönetimin değişmesi, bizim de değişmemiz için bir şanstır. Statükolardan ve bencillikten kurtularak, el ele, gönül gönüle hak ettiğimiz yere gelme gayreti içinde olmalıyız.
Değerli arkadaşlarım, lütfen bulunduğunuz yerlerde bu gibi yaklaşımları ‘yönetimde olmasanız dahi‘ sorgulayın. Hesap sormak hakkınızdır. Bu kampanyanın sınıfımızın mücadele dayanışması için çok açık bir gösterge olacağı kesindir. Vereceğimiz üç-beş liranın anlamı çok önemlidir. Bırakın birinin önderlik yapmasını, sizler de bir öndersiniz. Ses olmayan yerlerde, siz ses ve baş olun!
Unutmamak gerekir ki; insanlar sadece konuştukları şeylerden değil, suskun kaldıkları şeylerden de sorumludurlar!
Dertlerde de, mutluluklarda da hep birlikte olabilme dileğiyle…
Atilla ABAYLI
Mükemmelin ötesinde okullarda ders konusu olacak kadar güzel bir yazı. Teşekkürler sayın Özçelik sizinle gurur duymamak elde değil, o mübarek elleriniz dert görmesin. Saygı ve sevgilerimle
GÜNLÜĞÜMÜ olduğu gibi yayınlanmasına yardımcı olan, kendisini örnek aldığım değerli büyüğüm sayın Ersen GÜRPINAR a teşekkür ederim.. Yorum yapan beğenen bütün güzel insanlar abilerim, kardeşlerim bizlerin ÖVGÜ kadar ELEŞTİRİYE de çok ihtiyacımız var.. Zira eleştirilerinizin KİŞİSEL GELİŞİMLERİMİZE KATKI YAPTIĞINA gönlüm ve kalbim ile inanıyorum, iyi ki varsınız ve hepinizi karşılıksız ÇOK SEVİYORUM , sevgilerimle
O bir assubay sevdalısı meslek hayatı ve özel yaşamı nedeniyle hepimizin saygısını kazanan kardeşimiz,meslektaşımız Sn.Yılmaz Demir ÖZÇELİK’in kendi kaleminden “Assubayın günlüğü” yazısında kendimizi göreceğimizi genç kardeşlerimizin de örnek alacaklarını düşünüyorum.Bu anılarda kişisel bir başarının öne çıkarılması değil kişiliğin birçok tabuyu yıkabileceğinin anlatımı vardır. Teşekkürler Sn.Özçelik eline yüreğine sağlık.
Genç meslektaşlarımıza örnek olması dileklerimle, saygı ve sevgilerimle.
Sayın Özçelik, yazınızı ilgi ile okudum. Kara Harp Okulundaki destansı görev geçmişinizi taktir ediyorum. Ancak takıldığım bazı noktalar var.
Teğmen size Harp Okulu hakkında ne anlattı? Hangi yönünü anlattı? Ayrıca Teğmen’in size verdiği 22 kitap ne kitabı idi? Neden 22 kitabı 22 günde bitirdiniz? Neden akabinde konu Kur’an-ı Kerim’e geldi? O Teğmen Fettullahçı mıydı? Neden Kur’an-ı Kerim’i okumayan yoz ve yobazdır? Şu halde siz Kur’an-ı okuyarak cahillikten kurtulmuşsunuz. Okumayanlar hala cahil ve yobaz mı?
Ve bir saptama yapmak istiyorum. “Kur’an-ı Kerim’i ilim kitaplarınızın arasına katınız ve okuyunuz.” Diyorsunuz. Siz bu ilmi saptamaları yaparken diğer kutsal kitapları okudunuz mu? Ya da hangi sebepten bunu söylüyorsunuz. Siz hangi inanışınıza veya emre göre ömrünüzün namazsız geçen yıllarının namazlarını kılıyorsunuz? Böyle bir kaza sistemi Kur’an-ı Kerim’de yazıyor mu? Cahillerin kusursuz İslamı kusurlu hale getirme gayretinde olduğunu yazıyorsunuz. Bence gayrete lüzum yok. Cahil insan bunu bilerek yapmaz. Bilmeden yapar. Tıpkı sizin geçmiş yılların namazını kılmaya başladığınızı söylerken, diğer kişilere de Kur’an tebliğ etmeniz gibi… Yazınızda kendinizi örnek kişilik olarak lanse ettiğiniz anlıyorum. Ancak bu dinle birleşince bir yerde olur da, geçmişe yönelik namaz işin içine girince iş zorlaşıyor. Ve son sorum yöneticiye. Her gün sitemizin takipçi sayısı yaklaşık 1200 kişi iken bugün neden 4000. ? Saygılarımla…
_______________________________________________________________________YÖNETİCİ NOTU. Sn.Günşer, sitenin ziyaretçi sayısını bizlerin belirlemesi mümkün olmadığını sitemizin yazarı olarak sizin de bildiğinizi düşünüyorum. Her İP numarası ile giriş üye sayısına 1 kişi olarak yansıyor kimbilir belki Yılmaz beyin yazısı orijinal bulunmuştur, ya da son günlerde makale trafiğinde bir artışın buna etkisi olabilir. Temennimiz geyik muhabbetinden uzak özgür paylaşımların yapıldığı sitemizin facebook’tan önceki günlük ziyaret sayılarına ulaşmasıdır, iyi gün dileklerimizle.
Sn. Özçelik yazınız yaşadıklarınız gerçekten güzel anılar, fakat ben sorgulamadan da edemiyorum,benim yapım gereği bu durum,okul yıllarınıza ait o kadar pembe bir tablo çizmişsiniz ki sanki olumsuz hiçbir olay gerçekleşmemiş ya da ABD ordusunda mı yaşandı diyesim geliyor, biz tüm yaşadığımız olayları taliban ordusunda yaşadık da Türk Ordusu tel örgüsünde gözlerimizi açtık acaba diye düşünmeye başladım! Ben görev yaptığım ilk yıldan sonuna kadar yaptığım işi bilerek kanunları kitapları okuyarak ve sürekli üstüne katarak yaptığım göreve söz söyletmeden yaptım ama zabitanın angarya ve baskıcı uygulamalarına hem kendi hem arkadaşlarım adına karşı da çıktım,stres hep vardı hiç eksilmedi kast sistemi vardı uygulayıcıları da (istisnalar hariç) vardı ben sizin çizdiğiniz pembe tabloyu çizemedim ya da siz sadece pembe olanları aktardınız,saygılar…
Son aylarda 2000 sayısını geçememiş, ancak 24 Kasım 2013 Günü 5581 sayısını geçmiş,bir ziyaretçi sayısı mevcut. Sayın Özçelik’in yazısı 23 Kasım 2013 günü saat 21 de servis edilmiş. okuyucu sayısı 30 saat içinde 7524 tür.
23 Kasım sitemiz ziyaretçisi 1200 kişidir. Hal böyle iken bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Ben sitemizin uzun yıllar müdavimi aynı zamanda bir köşesinin yazarı olarak bir en azından bir yanlışlık olduğunu söylüyorum. Aksi taktirde kıskançlığıma verebilirsiniz.
24 Kasım Ziyaretçi sayısı: 5581 bu makalenin okunma sayısı: 7524
Bu rakamsal hatayı gündeme getirmek istemezdim. Ancak Sayın Özçelik’in yazısının verdiği mesaj benim fikrime göre büyük terslik göstermektedir. Tabii ki bu durumda rakamlara bakacağız. Bir gün içinde astronomik rakamlar yakalanmış ise bunu değerlendirmek gerek. Sayın Özçelik gibi ben de kendisinin yazısına gelecek yorumları bekliyorum ve önemsiyorum. SAYGILARIMLA…
———————————————————
Sn.Günşer, Büyük katkılarınız olan bu site assubayların özgür sesidir, hakaret içermeyen yazılar tarafsızlık ilkemiz gereği yayınlanmakta bazı yorumların da yanlış anlaşılıp polemiklere neden olmaması için yönetici yorumları ile desteklenmektedir. Daha önceki yorumunuza yaptığımız açıklamada belirttiğimiz gibi üye sayısı İP numarası ile sınırlıdır,aynı kişi sitemize farklı girişler yapsa da ziyaretçi sayısı değişmemekte ancak makaleler her açılışında okur sayısı belirlenmektedir. Yazının ve ziyaretçi sayısında bir yanlışlık olduğunu düşünmemekle birlikte varsa bunun muhatabı site yönetimi değildir.
Kd.Bçvş. olmuş (ki bir kd.bçvş.en yenisi 18 yılda olur, ortalama 40 yaşındadır) bir assubayın yeni bir teğmenin (22 yaşında belki evladın yaşında ) yanına gelerek sigarasını saklaması büyütülecek bir olay değil.Ben Kd. Bçvş olarak görev yaptığım yerde teğmen ve üsteğmen rütbesindeki çocuklar zaten şahsen bana ve benim ayarımdaki kişilere abi demektedir ve her zaman saygı göstermektedirler (her insan kendi değerini kendisi yaratır). 40 yaşında teğmen sigarasını sakladı benden diyerek sevinmek bence çok yersiz, Allah bilir teğmen yanına gelince esas duruşa geçmişsindir, şimdi ben görev yaptığım yerde Kd.Bçvş. olarak (assubay arkadaşlarım her daim gelir)üsteğmeni yüzbaşısı binbaşısı saygıyla yanıma gelir ve değerine göre ağırlanır.Aferin sevdalısı olmamak lazım bence, daha söyleyeceğim çok şey var ama… Saygılarımla.
————————————————————
YÖNETİCİ NOTU. Sizi de kutluyorum demekki üstleriniz üzerinde saygınlık tesis etmişsiniz ama unutmayın bunlar istisnadır statü gereği ne yazıkki evladınız yaşında bir üste nasıl davranacağınızı yasalar belirlemiştir ve her üst ayni nezaketi göstermemektedir onun için bu saygınlığı sağlamış olanları “aferin sevdalısı” olarak değerlendirmemek gerekir.Arkadaşımızın burada amacı “kendi kişiliğiniz size olan davranışı düzenler” mesajını vermektir.
Bu yazıyı kaleme alan meslektaşımız yazısı yayımlandıktan sonra bir şerit veya rozet daha almıştır diye düşünüyorum.Derdimiz öküze özenmek değil kurbağa olduğumuzu kabul ettirmek.Saygılar.
——————————————————-
Sn.Ateş, Sitemize bugün kayıt olmuşsunuz üyeliğiniz ve ilk yorumunuzla hoşgeldiniz …
Oh oh ne güzel delikli demir çıktı mertlik bozuldu dedikleri gibi facebook’ta geyik muhabbetine kapılan arkadaşlarımız mücadelemizin kalesi sitemizi ihmal etmişlerdi şimdi hareket geldi, arkadaşımızın paylaşımını eleştirende var onaylıyanda var iyi güzel de esas eleştirilmesi gereken üstlerinden esas duruşta dayak yiyen reziller olmalıydı esenlikler diliyorum.
Olay bana Antalya Konyaltı plajındaki kumların içinden üç tane pirinç tanesinin tesadüfen bulunması gibi fantastik geldi,ancak gerçek şu ki; İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ ( bana da bir zaman KKK.da şb.Md.kur.Alb.Necdet Yiğit demişdi ki;Öztürk,kanunlar elverse,şu çeketi sana giydiririm.Asla olmayacak iş tabii!!!!!!!!!!)
Sayın Erdal GÜNŞER’den başlamak istiyorum yorumuma, değerli arkadaşımız teğmenimizle konuşma esnasında KİTAP AŞKIMDAN da okumayı çok sevdiğimden bahsetmiştim o an, o da pekala BENİM BİR ÇOK KİTABIM VAR demişti ve 3-5 güne kadar getirip okumam için teslim etmişti bana.. FETHULLAH ı tanımıyorum, SİYASİ GÖRÜŞÜME TAMAMEN ZIT bir insan, yeni karşılaştığımız bir insanın hangi görüşe sahip olduğunu bilemem..VERDİĞİ KİTAPLAR nasıl ki çok değerli yazarımız TÜRKÜN KARAKTERİNİN DEŞİFRESİNİ yazmış ise onun türünde bir de TAMAMINA YAKINI Tarih Profesörü İLBER ORTAYLI’YA AİT TARİH kitapları idi… EVET OKUMAMAK CAHİLLİKTİR, İLİM, BİLİM ÖĞRENMEMEK CAHİLLİKTİR, KUR’AN-I, VEYA MENSUP OLDUĞUMUZ DİNİN EN KUTSAL KİTABINI OKUMAMAK da CAHİLLİKTİR bence.. Sevgi ve saygılarımı sunarım sizlere efendim 🙂
Ayrıca ben kitap okuma aşkı içinde olan bir insanım ZÜLFÜ LİVANELİ’NİN SERENAD’INI ÇOK SEVDİM İKİNCİ KEZ OKUYORUM, ÇILGIN TÜRKLER’İ 2. KEZ OKUYACAĞIM ÇOK ANLAMLI OLDUĞU İÇİN, SIRADA ELİF ŞAFAK’IN İSKENDERİ VAR, sevgilerimle.. Bende kitap okumak BİR AŞKTIR ,okumaya başlayınca bırakamıyorsunuz, sevgilerimle.. 🙂
Bir önceki yorumuna eklendi (M.E.A.)
–
Sayın ERDAL GÜNEY ayrıca ben kitap okuma aşkı içinde olan bir insanım ZÜLFÜ LİVANELİNİN SERENAD INI ÇOK SEVDİM İKİNCİ KEZ OKUYORUM, ÇILGIN TÜRKLER İ 2. KEZ OKUYACAĞIM ÇOK ANLAMLI OLDUĞU İÇİN, SIRADA ELİF ŞAFAKIN İSKENDERİ VAR, sevgilerimle.. Ber de kitap okumak BİR AŞKTIR ,okumaya başlayınca bırakamıyorsunuz, sevgilerimle.. 🙂
Sayın METİN AYAN ; Yaşamımda sadece Orgeneral SAYDIRAY BERKLE SORUN YAŞADIM , o da Bolu komando Tugayında 500 subay assubayı atış yarışmasına tabi tuttu ben birinci olmama rağmen SUBAY DURURKEN ASSUBAYA SAAT VERMEM DEMESİ OLMUŞTU..ONUN HARİCİNDE SORUN YAŞAMADIM EVET,HİÇ BİR ASSUBAY,UZMAN, ERBAŞ ER VE SUBAY İLE SORUN YAŞAMADIM KENDİ AİLEMLE YAŞAMADIĞIM GİBİ, sevgilerimle.. İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ da diyorum, saygılarımı sunarım 🙂
Sayın ERDAL GÜNŞER’İN diğer yorumuna cevap vermek istiyorum sayın yöneticim izin verirse.. HABERNAME’DE ASSUBAY HAKLARI İLE İLGİLİ YAZIMI DA GÜNLER İÇİNDE 40.000 KİŞİ OKUMUŞTU, BAŞBAKANA SENİ SEVMİYORUM TELGRAFIMI DA DAKİKALAR İÇİNDE 100’LER OKUMUŞTU, önemli olan sizinle tanışıp birebir cevap vermeyi, belgelerle ispati çok istiyorum sevgiler sunarım efendim tekrar 🙂
Sayın KAAN arkadışıma CEVABIMDIR.. Değerli arkadaşım HAYIR O AN ESAS DURUŞA GEÇMEDİM , kalkmadım bile yerinden, BOLU KOMANDO TUGAYI DAĞIN TEPESİNDE, ÇADIRLARIN ÖNÜNDE KUM TORBASINA OTURMUŞUZ.. Yorgunuz.. Ayrıca SELAMLAŞMA SAYGI VE SEVGİ, DİSİPLİN GÖSTERGESİDİR, bundan yaşamım boyunca gocunmadım, görevim olanda gocunulacak bir durumda görmem.. Her anımda bütün albay, yarbaylar, bnb.lar dahil yılmaz baba diye hitap ederlerdi hep, genç rütbelerde tabii ki, BÖLÜK, TB,ALAY KOMUTANLARIMIN ÖNÜNDE HATTA BAŞÇAVUŞ SAYMANIMIN ÖNÜNDE DE Saymanım kd.Bşçvş.METİN ŞİMŞEK’in önünde de ESAS DURUŞTA İDİM SEVGİM, SAYGIM, DİSİPLİN ANLAYIŞIM GEREĞİ, saygılarımı sunarım 🙂
Asb.lar için en büyük işkence Askeri Liselerde ve özellikle’de Harp Okullarında görev yapmaktır. Öğrencilerin sizinle muhatap olmaları kesinlikle engellenmektedir…
Bu yazıda anlatılanların; istisnaî ve kendine özgü olduğunu, genelleme yapılamayacağını, kesinlikle tüm meslektaşlarımız biliyordur.
Yaşadıklarını anlatan meslektaşımızın şanslı olduğunu düşünüyorum.
Ata’mızın, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” deyişine, “İlim, Çin’de olsa da gidip, alınız.” ata sözüne rağmen; öğretmen astsubaylardan ders almak istemeyenleri çok duyduk ve yaşadık.
Hoş ve okuması keyifli bir öykü yazısı… Teşekkürler…
Yılmaz arkadaşımın günlüğünde belirttiği gibi bir meslek yaşantısının geçmiş olması kendi kişiliğinin ve çalışkanlığının bir eseridir. Kendisini tebrik ederim. Ben sadece ard arda gelen dini motifleri kast etmiştim. Ama olur tabii ki böyle yanlış anlamalar da… Kendisinin beni affedeceğini umarım. Okuyucu sayısı da aşırı artmış olunca doğrusu şaşırdım. Kendisine, bu yazısını paylaştığı için teşekkür ederim. Umarım bundan sonra da her şey gönlünce olur. Yılmaz Bey, ben yazı ile alakalı değil ama bir şey sormak istiyorum. Habername’de İnci Kayar’ın köşesinde sizin hakkınızda bir makale okudum. Şahsen ben de bu hanımefendi ile tanışmak istiyorum. Kendisine ulaşmam mümkün olmadı. Ayrıca sanal bir kimlik olduğu hakkında ciddi kaygılarım var. Bu konuda bana ne kadar yardımcı olabilirsiniz? Açıkçası uzun süredir İnci Hanımla irtibat kurmak istiyorum. Ancak bir türlü olmuyor. Kendisi ile şahsen konuşmanız oldu mu?
Kıymetli Kardeşlerim,
Mesleğimiz hakikaten güzel…ancak zor yanları da çok. Kuvvet Komutanlıkları ve branş durumuna göre bu zorluk değişebilir.
Ancak son zamanlarda özellikle maddi ve baskı konularında zorluklar çoğalmıştır. Bu site de bunu yakından görüp mücadele eden arkadaşların buluştuğu bir sitedir.
Hatırasını paylaşan arkadaşımız kitap okuma ve Kuran okuma konularında tavsiyelerde bulunmuş, sağlık sorunları yaşamıştır. Kendisine acil şifalar ve bundan sonra ki hayatında mutluluklar dilerim ;
Kuran-ı Kerim konusu ise okuyanların muhakkak sevap kazanacağı bir durumdur. Ancak okumayanları da tenkit etmemek gerekir. 30 yılını O yüce kitaba hasretmiş bir kardeşiniz olarak mümin olduğunu iddia eden her yöneticiden sorunlarımıza eğilmesinin bir görev olduğunu hatırlatır….
Saygı ve sevgilerimi sunarım…