22 Ocak 2011 tarihinde “VEDA” etmiştim.
11 TEMMUZ 2014 Tarihinde “MERHABA” diyorum…
Neden veda, neden merhaba, açıklayacağım…
Ama önce bir vefa borcunu ödemem gerek!
Kendisi ile yüz yüze görüşme şansım olmadı, telefonla görüştük hep, yazılarına hayrandım. Bunu kendisi ile de paylaşmıştım. Ama o, benim için “Usta”, assubayların Yaşar KEMAL’iydi.
Evet Mehmet ALİ KILINÇ Ağabey, bir kere daha seni saygı ve rahmetle anıyorum.
Anamur’da iki torun var, “gel” dediler mi gideceksin, çare yok! Kurtsuyu’nu geçtikten sonra sağa, Toroslara tırmanırken bitmek tükenmek bilmez virajlara başlamadan önceki son düzlüktedir ZEYNE… Gülnar’a kadar bitmez tükenmez virajlar, Gülnar’da mola verir. Sonra asırlık çamların, meşelerin arasından geçip, AYDINCIK’a varılır.
Oralardan geçerken istisnasız her seferinde Mehmet Ali Abi’nin, Usta’nın buralarda bir yerlerde olduğunu, sanki sırtını ulu bir meşe ağacına dayamış, yazısını yazdığını düşünürüm. Şöyle ormanın içlerine yürüsem oralarda bir yerlerde görüşeceğiz gibi gelir.
O, Torosların aşığıydı, Torosların kocaman yürekli çocuğuydu.
15 Mart yürüyüşünü görse ne kadar mutlu olurdu! O,belki orada değildi, ama eminim onu tanıyan herkesin yüreğindeydi. Ve Sayın Başkan Halil ERGENLİ’nin elindeki resimdeydi. Sayın KESER ile yürüyüş sonrası görüştüğümüzde, “Mehmet Ali Abinin yorumunu duymak isterdim” demişti.
Toplumlar kendilerine hizmet edenleri, yüreğini adayanları unutmamalıdır.
TEMAD Yönetimi mi olur, Antalya TEMAD mı olur, yoksa başka bir sivil inisiyatif mi olur, GÜLNAR Belediye Başkanlığı’na baş vurup , bir caddeye,bir sokağa, bir tesise adının verilmesini teklif edelim. Gerekirse imza toplayalım. Hiç olmadı bir levha dikelim, “Emekli Deniz Astsubay Mehmet ALİ KILINÇ bu topraklara aşıktı, Ruhu şad olsun” diyelim.
Hiç değilse bu kadarını yapabilelim.