Türkler binlerce yıllık tarihi boyunca şanla, şerefle, medeniyetle, gittikleri yerlere adalet, hizmet, güvenlik götürmüş, hâttâ kimi devletler uğradıkları zulümlerden kurtulmak için -Fransa örneğinde olduğu üzere (1)- Türklerden yardım istemişlerdir.
Her milletin kendine özgü kültürel, davranışsal özellikleri vardır. Engin hoşgörüye sahip Türk Milleti, birlikte yaşamaktan, kültürel alış verişte bulunmaktan tarih boyunca büyük haz duymuş bir millettir.
Türk Milleti, İslam dinini kabul etmeden önce büyük bir millet olarak yaşarken; kimi tarihçilere göre zorla, kimilerine göre ise İslam inancının çoğunlukta olduğu devletlerle olan kültürel etkileşim sonucu İslam inancını seçtikten sonra, fetihlerini hep bu inancı yaymak üzere yapmış bir millet.
İlmin yerine Arap kabilelerinin yaşamlarının medreselerde ağırlıklı ders olarak okutulması –ki günümüzde seçmeli din derslerine ağırlık verilmesi, kimi bay, bayan din bilgisi öğretmenlerinin, öğrencilerin Cuma namazına gidip gitmediklerini sınıflarında sorgulamanın ötesinde onların ardına adam takmaları, ders kitaplarının dergi inceliğine indirilmesi Osmanlı’nın son dönem eğitim sistemiyle benzerlik gösteriyor- neticesinde farklı bir kültür olan Arap yaşam tarzı Osmanlı’da öne çıkmıştır.
İlimden, fenden yoksun, zevk-ü sefa ve dünyalık servet, şan, şöhret peşinde koşan kişilerin devlet idaresinde yer almasıyla başlayan gerileme Ruslarca “Hasta Adam” olarak addedilmiş ve nihayetinde parçalanmayla son bulmuş koca imparatorluk.
Üç kıtaya yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğu tebaası Sevr Antlaşması ile Anadolu’nun daracık bir yerine hapsedilmek istenmiş fakat Büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bütün oyunları bozan düşüncesiyle Lozan’a kadar varan bir kurtuluş mücadelesi ile bugünkü sınırları belirlemiş durumda.
Batı’nın Türkiye ve Türk Dünyası’na uyguladığı politikaların özünü, iç yüzünü ve bu politikaların ne kadar yıkıcı olduğunu anlamak için, “en gizli” (vagram) dereceli bir NATO Belgesine bakmak yeterlidir.
1961 yılında, günümüzden 45 yıl önce (şimdi 52 yıl önce), Washington’daki Nato Karargahı’nda yüksek rütbeli Türk subayının ele geçirdiği “en gizli” den (Cosmic Top Secret) daha yüksek gizlilik derecesine sahip (vagram) bir dosyada, Sovyetler Birliği’nin dağılacağı –ki bu tespit ATATÜRK, tarafından da yapılmıştır (2)-, Orta Asya’da 5 ya da 6 Türk Cumhuriyeti kurulacağı, 30 yıl öncesinden öngörülerek, kurulacak Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye ile ilgili politika, şu şekilde belirlenmiştir:
Türk devletlerinin işgal edecekleri coğrafya stratejik yönden çok değerli ve tabii kaynaklar bakımından çok zengindir. Bu devletler Batı’daki Türkiye Cumhuriyeti ile birleşirse o zaman ortaya Hitler Almanya’sı veya Stalin Rusya”sından daha tehlikeli bir kuvvet Batılıların karşısına çıkar.
Türkiye Cumhuriyeti ile Doğu Türklerini birleştirmemek için elden gelen yapılmalı, Türkiye ile bu devletler arasında tampon devletler kurulmalı TÜRKİYE’nin LİDER DEVLET OLMASINI ENGELLEMEK İÇİN, SİYASİ ve EKONOMİK BÜTÜN TEDBİRLER ALINMALIDIR.”(sa.339-340)(3)
***
Türkiye üzerine İngilizler ne demiş? Bir de ona bakalım:
Lloyd George İngiliz Başbakanı diyor ki:
Türkler bir insanlık kanseridir. Yönettikleri toprakların etine işlemiş bir yaradır ve amacımız Türklere Anadolu’dan büsbütün uzaklaştırmak olmalıdır” ve bunu sağlayamayacağını görünce çok üzülüyor. “Tarihi bir fırsatı kaçırmak üzereyiz, Türkleri Anadolu’dan büsbütün sürüklemek şansını kaybediyoruz
diyor. (1920)(4)
Lord Curzon, Lozan Konferansı’nda Musul – Kerkük konusu görüşülürken Kürtleri kastederek “Ben onlara bir alfabe verdiğimde görürsünüz” ve “Şimdi bu masada verdiklerimizi yakında ekonomik zorluklar içine düştüğünüzde bir bir geri alacağız!” sözleri.
***
ATATÜRK, “Dünya bir imtihan meydanıdır“, diyor. (sa.437)(5).
Günümüzdeki Türklüğün ayaklar altına alınması, eyalet sisteminin altyapısı olabilecek kalkınma ajansları, büyük şehir belediye yasası, TSK içerisinde giderilmeyen adaletsizlikler, siyasi ve bilimsel anlamda Türk Dünyası’na lider olunulamaması, Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen tarafından Türk Devletleri’nde, Türk (!) okullarının açılarak kontrolsüz eğitim verilmesi, Türk halkının sevgisini kazanmış kişilerin –Hakan Şükür Türk olmadığını açıkladı- bir bir Türk olmadıklarını açıklaması; hepsi bir arada değerlendirildiğinde İngiliz ve Amerikalıların hedefleri üzerinde ilerlemekte olduğunu gösteriyor.
***
Bu nasihat boşa değil:
“Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK (sa. 412)(5)
***
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün tanımıyla “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir.”(sa.435)(6)
Bir millet, bir ve bütün halde bulunduğu müddetçe asla ayaklar altına alınamaz.
Yedi düvele karşı verilen kurtuluş savaşı ve sonucunda Sevr’i ortadan kaldıran Lozan buna bir örnektir.
Ancak, Millet özelliğinden kopanlar, küçük parçalar halinde, tek tek, dilimlenmiş salam misali yutulması ve ayaklar altına alınması kolay olur.