ÖNCESİ
Destursuz , salavatsız yanına gidemezsin , İçinde bir şüphe; Acaba ? ,
Yıllık iznini isterken dahi çekinirsin yüz çizgilerini görünce ,
Öyle bir bakış atar ki;
İstediğin tarihte izine çıkamazsın , zaten bin pişman olursun iznini istediğine ,
Hele bir de evinden kavgalı geldi ise sabah mesaiye ,
O gün akşam olmaz artık ,
Gözünün üstünde kaşının olması yeterlidir ceza vermek için ,
Oysa yaptığı sadece istemektir , buyurmaktır ,
Buyurganlık genlerine işlenmiştir , ilmek ilmek ,
Mektebinde bunlar öğretilmiştir besbelli ; "Ezeceksin" !!!
Zira zor iştir önüne gelen hazır evraka imza atmak ,
Ağadır , Buyurgandır , Sahiptir , Amirdir , Tepededir ,
Kendinden gayrısı Marabadır gözünde ,
Karınca gibi görür ,
Yasalar üstüdür ,
Canı isterse şiddet uygular , kanunen suç olmasına rağmen ,
Üstüne bir de terfi eder ,
Canı isterse hakaret serbest ona ,
Nasıl olsa hesap soran yok ,
Mahkemeye gidersin "Hak" aramak için bir umutla ,
Güvenirsin kadı'nın arkasında yazan yazıya ; "Adalet mülkün temelidir" ,
Oysa Kadı da , Amir de aynı hamurdan ,
Adalet bulmak , piyangoda büyük ikramiye ,
Adalet ne mümkün, Kadı'yı kime şikayet edeceksin ? ,
Milletin temsilcileri olanlar dahi tek yanlı ayrım yaptı bir ömürdür ,
Öyle yetkilerde donattılar ki; Padişahlar kıskanır ,
Kendilerine her istedikleri bir gecede kanunlaştı sessiz , derinden ,
Davulla toplananlar dahi üniversite mezunu oldu bir sabah ,
Kimisi tekaüt olana , kimisi Dünya değiştirene kadar ayrıcalıklı yaşadı Devletin konutlarında ,
Kamu araçları kullanıldı , İki kilo patates - bir maydanoz almaya ,
Tatillere gidildi o araçlarla her yaz ,
SONRASI ;
Ve geldi İkinci bahar ; Emeklilik ,
Başlar yeni bir hayat , intibak desen çok zor ,
Alışmışsın bağırıp çağırmaya , hep istemeye , hep buyurmaya ,
Her dediğinin anında yerine getirilmesine ,
Ne zaman ki , Fötr şapka başına geçiyor ,
EĞER; Yerleşmedi ise ballı maaşla malum kurumlara ,
İşte o zaman işin zor ,
Ellisinden sonra insan içine karışmaya çalışıyor ,
Uyum sorunu yaşıyor , ikinci bahara intibakta zorlanıyor ağam ,
Ne de olsa alışmış buyurmaya , kendinden alttakilere ,
Mübarek sanki bir anda sudan çıkmış balık ,
Mahalle bakkalına gitse, karizma yerlerde (!) ,
Büyük marketlerde tanıyan yok, takan yok ,
Kahve kültürü desen , o hiç yok ,
Geriye kalan,
En büyük uğraşısı beslediği Çomar'ını sabah - akşam gezdirmek oluyor ,
O zaman görüyor dışarıda bambaşka ve gerçek bir dünyanın varlığını ,
Rastlarsan bir gün bir yerde hasbelkader ,
"Ben buradayım" dercesine gözünün içine bakıyor ,
Öncesinde "kerhen" selamını alanlar ,
Selam veriyor sana, Öncelik beklemeden ,
Garip bir duygu , zira alışkın değiliz ,
Tutuyor elini ,iki elinin içine alıyor ,
Başlıyor yakaladığı yerde seninle muhabbete , gözünün içine baka baka ,
Görevde iken Allah'ın selamını esirgeyenler , burnu düşse eğilip almayanlar ,
Aynı servise binmeyenler ,
Helasını ayıranlar ,
Meğer , Ne kadar çok severlermiş bizi ,
Biz mi sizi yanlış tanımışız yoksa ?
Sahi,
BUNUN ADINA NE DENİR ?