Değerli Meslektaşlarım
Bu yazının içerisinde, hakaret, küfür, ayrıştırma, nefret söylemi, siyasi bir düşünceyi empoze etme, bir gurubun mensubu gibi hareket etme söz ve düşüncesi bulunmamaktadır. Bu tür kavramları arayanlar için yazı çok sıkıcı olabilir. Bu nedenle bu tür beklentiler içinde olan meslektaşlarımı boşuna hayal kırıklığına uğratmak istemem.
Umutlanmıştık. Gururlanmış, sevinçli, huzurlu ve mutluyduk. Çünkü yeni bir lidere, yeni yönetim ekibine, yeni anlayışa yeni bir bakış açısına sahiptik. Bu nedenle birleşmiş, tek yumruk olmuştuk. Bir anda sosyal medyada çığ gibi büyümüş, seven sevmeyen herkesin ilgi odağı olmuştuk. En gözde meslek mensupları dahi bizlere gıpta ile bakar hale gelmiş, bunu açıkça beyan etmeye başlamışlardı. Örgütümüzle, başkan ve ekibi ile gurur duyuyor, hak ettiği övgülerle kendilerini koşulsuz desteklediğimizi ve sahip çıktığımızı yazılarımızla beyan ediyorduk.
Uzunca bir süreden beri bizleri sosyal medyada takip eden, meslek mensubu olan ya da olmayanların olup bitenleri, birbirimize karşı tutum ve davranışlarımızı izledikten sonra, varacağı sonuç; bu insanlar bu ortamlarda yazarak asıl amaçları, hak arama çabası içinde olmak mıdır? Yoksa hakaretleşme, karşılıklı hınç alma veya aşiret grupları gibi, öç alma amacıyla toplanmış kişiler mi olduğu konusunda kafalarının iyice karışacağını sanıyorum.
Halbuki, aynı haklı amaç doğrultusunda birlikte hareket etmek için bir araya gelerek, ses getirmiş, muhataplarımızın dikkatini çekmeyi başarmıştık.
Bu aşamadan sonra bu ayrışma, nefret ve hakaret söylemlerini yazmayacağım. Ancak tespit edebildiğim sebeplerden birkaçını belirtmek istiyorum. Ayrıştırma ve hakaret sözlerini tekrar etmenin, birilerinin diğer birilerine karşı neler yaptığını veya söylediklerini açıklamanın, haklı ya da haksız ayrımına gitmenin artık ne faydası olacağına, ne de gerekli olduğuna inanmıyorum. Çünkü ayrıştırmanın ben de bir parçası olmak istemiyorum. Hepimiz, başkanından sade bir üyesine, hatta üye dahi olmayan bir meslektaşımızın sağduyu ile hareket ederek, hatalardan ders çıkartarak yeni baştan tek yumruk haline gelebiliriz.
Bunun için yalnızca iyi niyetli olmak yeterlidir. Önceki TEMAD yönetiminin hatalarından çıkardığımız ders sonucu, yeni yönetimin seçildiği tarihten itibaren belirtilen hususların ısrarla nerede ise her yazımda önerildiği halde, geldiğimiz sonuç itibariyle, son bir kez daha önerme zorunluluğu hissettim.
Yukarıda bahsedilen hususlarla ilgili olarak TEMAD Genel Merkezi hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunduğunu düşünmüyorsa, bildiği gibi hareket etmeye devam edebilir. Fakat assubaylar kendi temsilcileri ile mahkeme önlerinde dahi birbirlerine saldırmaya devam edeceğe benzemektedir.
Sorunların çözülmesi ile ilgili kararlı, etkili bir mücadele yöntemi sergilenmesini TEMAD Şubelerinden ve Genel Merkez Yönetiminden beklemek en doğal haklarıdır.
Bununla birlikte: Sorunların bir an önce çözülmesi için hep birlikte ve aynı amaç etrafında bütünleşmek, temsilcilerin yasalara uygun, haklı, meşru kararlarını desteklemek ve katkı sunulması gerekir. Her meslektaşın kendi hakları ve onuru için mücadele etmesi, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur.
Ayrıştırmayı kaçınılmaz kılan siyasi söylemler, bu söylemlerin arkasından gelen hakaretamiz sözler doğal olarak karşıtlık yaratmaktadır. Hepimizin siyasi bir dünya görüşü var. Bizler, hak ve onur mücadelesinde siyasi düşünce tarzımıza göre değil, hukuk, adalet ve hakkaniyet anlayışını esas alarak elbette sorumlularını eleştireceğiz. Bu bizzat oy verdiğimiz ya da üyesi olduğumuz siyasi parti de olabilir. Haksızlık ve hukuksuzluğu kim yapıyorsa elbette eleştiriyi hak edecektir. Ancak haklı olunan bir konuda hakaret ve küfürle hak aranamayacağı gibi suç işleneceği unutulmamalıdır. Hakaret, küfür, aşağılama hiç kimsenin hakkı olamaz.
Eli kalem tutan çoğunluğun sağduyu ile düşünüp hareket etmesi halinde, aykırı davranışlar içinde bulunanlar ile yalnızca kişisel çıkarları için hareket edenler zaman içinde zaten yok olup gideceklerdir.
Bizler birbirimizi bağışlamalı, birbirimizden gerekirse özür dileyerek el sıkışmalıyız. Birlik olmak için gerekli çabayı göstermez ve kısaca birbirimize saygı duymaz isek, hiçbir kurum ve makamın bizleri dikkate almasını bekleyemeyiz. İçine düştüğümüz bu çıkmazdan acilen kurtulmamız gerekmektedir. Aksi takdirde mücadelemizde başarılı olmamız boş bir hayalden öte gitmeyecektir. Sosyal medyada kör dövüşü yaparak zaman öldürmekten ve kendi kendimizi bitirmekten başka bir sonuç elde edemeyeceğiz. Artık sinirlerimizle değil, akıl ve sağduyu ile hareket etmek bizler için zorunluluktur. Başarısızlığı sadece bu neslimize değil, bundan sonraki nesillerimize dahi anlatmakta zorlanacağımız gibi, sorumlularının da pek hayırla anılmayacağı açıktır. Saygılarımla…
Yorumlar
Duygularınızı çok iyi anlıyorum. Defalarca sizin gibi aynı kararı ben de almayı düşündüm. Sonra sakin bir kafa yapısı ile tekrar bu düşüncemi gözden geçirdiğimde şu sonuca vardım: Bizlerden istenen de tam olarak budur...
Size tüm samimiyetimle belirtmeliyim ki hiçbir şeyi “görmezlikten” gelmedim. Bütün olan biteni biliyor, kimin neyi hangi amaçla bilerek ve isteyerek yaptığının farkındayım. Fakat yazıda da belirttiğim şu paragrafı bilinçli olarak yazdım.
“Bu aşamadan sonra bu ayrışma, nefret ve hakaret söylemlerini yazmayacağım. Ancak tespit edebildiğim sebeplerden birkaçını belirtmek istiyorum. Ayrıştırma ve hakaret sözlerini tekrar etmenin, birilerinin diğer birilerine karşı neler yaptığını veya söylediklerini açıklamanın, haklı yada haksız ayrımına gitmenin artık ne faydası olacağına, ne de gerekli olduğuna inanmıyorum. Çünkü ayrıştırmanın ben de bir parçası olmak istemiyorum. Hepimiz, başkanından sade bir üyesine, hatta üye dahi olmayan bir meslektaşımızın sağduyu ile hareket ederek, hatalardan ders çıkartarak yeni baştan tek yumruk haline gelebiliriz.”
Yaşanılan tüm bu olumsuzlukların sebeplerini düşündüm ve vardığım sonuç elbette TEMAD Genel Merkez Yönetimidir. Yanlışlık TEMAD Genel Merkezinde de başlamıyor. Delegeyi seçen üyelerin tercihi, delegelerin özgür iradeleri ile karar vermekten uzak tutumları,
TEMAD Genel Merkezinin bu gün yaşadığımız yönetim kalite ve anlayışını belirliyor. “Tek taraflı Salvoları tansiyonu düşürmek amaçlı olsa gerek görmezden gelmişsiniz” demişsiniz. Olaya hangi açıdan bakarsanız bakın varacağınız sonuç en yukarıya temsilci olarak gönderdiklerimizin kalite ve yönetim anlayışları bu sorunları doğuruyor. Ben de bu ayrışmaların sorumlusu olarak kimleri gördüğümü açıkça yazdığımı sanıyorum.
Herkes eleştirilere karşı savunma hakkını kullanmalıdır. Ancak eleştirilere anlamlı bir cevap veremeyen birkaç kişinin “Polemikler”den medet umması ve yarattığı kargaşa ile tüm sorunları boğuntuya getirme gayreti içinde olmalarıdır. Onları yok sayıyor ve dikkate dahi almayı düşünmüyorum. Önemli olan bu kişileri kimin ve ne amaçla meslektaşlarımızın karşısına çıkarttığıdır. Yani olayların gerçek sorumlularını teşhir etmektir. Ben söyleyenden çok söylettirene bakıyorum. Buna rağmen kişiliklerine yapılan mesnetsiz saldırı ve hakaret yapıldığında karşılıksız kalmamalı, yargıda hesap sorulmasından kesinlikte hiçbir meslektaşım imtina etmemelidir. Edep ve haya kavramı yalnızca insanlara mahsustur. İnsan dışında hiçbir canlıdan “edepli ve hayalı olmasını” beklemek doğru olmadığı gibi boşuna yapılan bir uğraştır.
TEMAD Üyeliğinden istifa kararınızla ilgili size özelden yazacağım.
Yazınızı davamıza katkı sağlamayı amaçladığı için taktirle karşılıyorum. Ben bir tespit yapmak istiyorum. Karşılıklı hakaretleşmeler konusuna değinmişsiniz de, tek taraflı, buram buram mühendislik kokan salvoları tansiyonu düşürmek amaçlı olsa gerek, görmezden gelmişsiniz. Ancak tabii ki bu camiayı sizin ya da benim yazılarım yönetmiyor. Bir yönetimimiz ve bir de tüzüğümüz var. Ben tek taraflı, amacı hizmet etmekten ziyade iktidar olmak olan, bir takım yönetim konulu kitaplardaki psikososyal taktiklere dayanılarak yapılmış organize hakaretleri şahsen hiçbir kimseye yakıştıramıyorum. Boks maçında bile belden aşağı vurmak diye tabir edilen bu tür davranışların arttığını hissediyorum. TEMAD tüzüğünün ilgili maddelerine göre bu gidişe dur denilebileceği halde denilmediği için, gördüğüm lüzum üzerine, şimdilik en azından kişisel duruşumu belirtmek için TEMAD üyeliğinden istifa ediyorum. İlgili dilekçemi, aynı gerekçeleri yazarak şubeme teslim ediyorum. Tüm astsubay camiasının bu haklı onur mücadelesinden istifa etmediğimi, her zaman ve her solukta haklılığımızın savunucusu olduğumu bilmenizi isterim. Saygılarımla…
Bize yakışan budur!
Bu aklı başında,sağduyu öneren çağrıya karşı kim duyarsız kalabilir? Kim hayır ben sınıfımızın mücadelesini bir yana bırakıp meslektaşlarımla kavgayı yeğlerim diyebilir? Kim asıl muhatabımız hükümeti ve haklarımızı arıyormuş gibi yapıp, birkaç yasa teklifi verip takipçisi ve ısrarcısı olmayan Gen-Kur.Bşk.lığına karşı tek yumruk olmak,ses getirici,çözüm üretici eylemlerde kol-kola,omuz-omuza olmak istemez? Kim gece yarıları,sabahlara yakın saatlerde bu sınıfın başı dik yasal haklarına kavuşmuş,meslek onuruna saygı duyulan bir konuma gelmesi için uğraşan ağabey ve kardeşleriyle daha somut çalışmalara katkı vermek istemez? Bunları yapamıyorsak, başaramıyorsak,birlik ve beraberliği sağlayamıyorsak bunun ilk nedeni derneğimizin kitle tabanına kazanımlar sağlayamamasıdır. Çünkü örgütlerin kuruluş amacı üyelerine kazanımlar sağlaması içindir. Degilse örgüt kısa sürede hem üye,hem itibar hem de kan kaybeder. Bir tek örnekle bitirmek istiyorum."emekliassubaylar.org" sitesine giriş yapan arkadaşlarımızın Sayın İsmail TURAN ağabeyimin intibaklarla ilgili haberinin yayınlanmasından önceki ve sonraki toplamlarına bakarsak bu gerçeği görürüz.5 katı fazla giriş yapılmıştır.Bu tür kazanımlar 12 yıldır olmadığı için Gen.Mrk.yönetimleri çok eleştiriliyor ve karşılığında daha sert bir savunmayla karşılaşıyor.Kendi adıma yazınıza yürekten katıldığımı,özlenenin bu olduğunu belirtiyor ve ekliyorum.Bu görev öncelikle Genel merkezindir.Çünkü örgütün beyni orasıdır.Çok tartışılsa,eleştirilse de.Saygılarımla.
Haksızlık ve hukuksuzluğa nasıl meydan okunur? Bir cümle söylenebilecek bir TV. Kanalı, bir satır yazı yazacak bir gazete ve internet sitesi yokken, bu fedakar ve onurlu insanları daha iyi anlamak ve tanımak gerekir. “www.emekliassubaylar.org” sitesini, hatta daha da öncesini araştırıp, başlangıçtan bu yana gelinen aşamaları zaman içinde inceleme zahmetinde bulunulması gerekir. Gerçekten iyi niyetli, emeğe, fedakarlığa, bilgiye, en önemlisi de birazcık vefa duygusuna sahip herkesin, bir karalamaya gitmeden önce çok ama çok düşünmesi gerekir. Adı geçen siteyi kuran, fikir öncülüğünü yapan, yaşatan ve bizlerin hizmetine sunan çok değerli tüm meslektaşlarıma minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Kişi bu duygu ve anlayıştan yoksunsa zaten denebilecek fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum.
(Bu mücadele ekibinin kimler olduğunu çeşitli vesilelerle yazıldığı için burada tekrar zikretmedim. Beni bağışlasınlar)
Sonradan bu mücadeleye dahil olan bizler de kendimizi sorgulamak durumundayız. Kişi yaptıklarını anlatsa, övünmek için sebep bulmuş olacak. Bizler de haksız, karalamalar karşısında gerçeği dile getirmediğimiz için mecburi savunma dürtüsü ile hareket edilmek zorunda kalıyorlar.
Sonuç olarak sağlam kayadan yel bir şey koparamaz. Emekten, fedakarlıktan, vefadan anlayanların her şeyi bilmesi ve ona göre değerlendirmesi önemlidir.
Ayrıca, Sayın Mehmet KAYALI büyüğümün her sözünü ve değerlendirmesini dikkatle takip ediyorum. Bu yaşında akıl ve zekasını bu denli sağlıklı kullanmasından dolayı kendisine gıpta ile bakıyorum. Bir yazıyı, yorumu, kuyumcu titizliği ile incelemesi ve doğru sonuçlara varması hayranlık vericidir.Kendisine uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.
İşte bu mücadeleci büyüklerimizin azim ve çabalarını gördükçe, bizler de mücadeleye devam kararı alıyoruz. Sizleri saygı ile selamlıyorum.
Assubay olmadan bırakın ordunun savaşmasını asker karnını doyuramaz bu gerçeği bizler ve yetkililer biliyor. O halde ülkesine sadakatle hizmet eden assubaylara neden ön yargılarla sosyal,ekonomik ve insani haksızlıklar yapılıyor? Bizim gücümüzün farkına varmamamız ve birlik olamamızdanBunun için böl parçala yönet taktiği emeklilikte de geçerli, ön yargı ve kişisel ikbal bu aymazlığın mimarıdır.Mücadeleyi araç olarak gören bir avuç riyakar daha mükemmeli amaçlayan olumsuzlukların olmamasını sağlayacak eleştirilere tahammül edemeyerek kişiliklerinin gereği olan hakaretle gündem değiştiriyor, sonuçta biz de Hz.Mevlana'nın Suskunluğum asaletimdendir, her söze bir yanıtımız vardır ama bir söze bakarız söz mü diye bir de söyleyene bakarız adam mı diye düsturuna ne yazık ki bazen uymayarak sıçratılan çamura bulaşabiliyoruz ve bu polemikler devam ediyor. Ben şahsen bugünden itibaren gündem değiştirmeyi amaçlayan hiçbir tartışmanın içinde olmayacağım, mesleğime ve kendime saygımın gereği mücadeleye destek misyonuma devam edeceğim. Dileyen kendi seviyesizliğine devam edebilir Meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Bundan 8-10 yıl öncesini düşünün; TEMAD Gn.Mrk. yerini, başkanının kim olduğunu ne yaptığını bilenimiz yok, mevcut yönetim kendi halinde, şubelerimiz lokalleri ile mutlu sonra mücadele ateşini yeniden yakarak TEMAD ve mücadeleye destek misyonu ile bu site kuruldu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez özverili arkadaşlarımızın katkıları ile ulusal bir gazeteye haksızlıklarımızı ve haksızlıklar karşısında susmayacağımızı deklare eden bir ilan verdik. Haksızlıklarımız konusunda yetkilileri, derneğimizi ve arkadaşlarımızı bilgilendirdik.Haklarımızla ilgili davaların yanı sıra, Assubaya hakareti aşağılamayı alışkanlık haline getirenler hakkında davalar açtık,Küçük çapta olsa sosyal yardımlar yaptık, Ulusal basında yazı dizileri, makaleler,söyleşiler sağladık, başta cesur yürek Sn.Umur TALU olmak üzere birçok gazeteci bizlere inandı sorunlarımızı dile getirdi. Bu sitenin kurduğu tek yürek gurubu ile YENİ OLUŞUM'un temelleri atıldı.Sn.Keser ve arkadaşları ile büyük bir heyecan duyarak mücadeleye yeni bir ivme kazandırdık,umutların tavan yaptığı bir sırada bahar bitmeden kışın kasvetli havası üzerimize çöktü birbirimize saygı ve tahammülümüz azaldı, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen kişilerin sözde TEMAD'ı savunuyor görünümünde eleştirilere tahammülsüzlük göstererek toplumu gerdiler, sorunlar unutuldu, sorunlularla uğraşmaya başladık; oysa iyi niyetli eleştiri mükemmele açılan kapının anahtarıdır ve herkesin hakkıdır. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir, bunu birlikte kazanabiliriz. Sn.Hüseyin SAVCI'nın YİĞİTSEN ASSUBAYA VURMA yazısından sonra Sn.Rafet DURAN'ın çağrısını başta TEMAD yönetimi olmak üzere sağduyulu her meslektaşımızın saygı ile karşılayacağına inanıyoruz. Kader birliği ettiğimiz meslektaşlarımızla mücadele bayrağını göndere çekmek bizlerin görevi olmalıdır. YAŞASIN ASSUBAY KARDEŞLİĞİ, YAŞASIN ONURLU MÜCADELEMİZ.