Derneğimiz üyesi ve Ankara Delegesi olan Sami Başkaya’nın aşağıdaki Facebook sosyal medya paylaşımını esefle okuduk
Bizler zaman zaman yorum, mesaj yazarak davamıza katkı sağlamaya çalışırken, zaman zaman da eleştirel tavır takınabiliriz. Bu tavrımız hiçbir zaman edep sınırlarını aşmamıştır. Ancak Prangalı Düşler kitabının yazarının bu düzeyde bir yazı yazması, bizlerde kitap yazmış bir kişinin seviyesi açısından derin bir düş kırıklığı yaşatmıştır. Ancak konu bu kadarla sınırlı değildir. Şahıs yazısının belirli bölümlerinde TEMAD üyelerine hakaret ederken, belirli bir kısmında ise maalesef sinirlerine yenik düşerek Genelkurmay Başkanlığının manevi şahsiyetine zarar vermektedir. Bir emekli Assubayın Sefer Görev Emrini Genelkurmay Başkanlığının kapısına koyması ve reddetmesi kanuni bir suçtur. Çünkü hiç kimse kanunlardan üstün değildir. Sefer Görev Emrini reddetmek “vicdani red” kavramına denk düşmektedir. Vicdani red tartışılabilir. Ancak şu an için suç teşkil etmektedir. Devletin kurumuna “Kıytırık” sıfatı yakıştırması da bunca yıl ekmeğini yediği kuruma olan saygısının seviyesini göstermektedir. Oysa ki kendisine orduevi yasağı uygulanmasına gösterilecek doğru tepki ve mücadele yöntemi bu değildir. Türk Silahlı Kuvvetlerine, kendi içinden çıkmış bir personelin böylesi cümleler kurması ve TCK. 318 kapsamına girecek ifadelerde bulunması hem kendi adına hem de yazısında biz diyerek kendisini özdeşleştirdiği TEMAD Yönetimi adına üzücüdür...
Örneğin, İstanbul Şubesi ile girdiği tartışmada, İstanbul Şube Başkanının her iki telefonunun Genel Merkez tarafından arandığını ulaşılamayınca mesaj bırakıldığını iddia edebilmektedir.
Yine, onay bekleyen Tüzük hakkında hiçbir şube hâttâ tüzük komisyonu üyeleri bile haberdar değilken tüm safahatı yine bu malum şahıs ilan edebilmektedir.
Bu şahsın belirli isimler üzerine yüklenerek, küçük düşürme amaçlı kellime oyunları yapması belki bir kıvrak zekâ ürünü gibi gözükse de maalesef çok yanlış adreslerdir. Nitekim emekliassubaylar.org sitesi yöneticilerinden Sayın Ersen Gürpınar’ın ve diğer adı geçenlerin kişiliğine bu şekilde saldırılması şık durmamıştır. Aynı zamanda yazarımız olan Sayın Adilhan beye “Hadilan” ismi takması bile TEMAD kültürünün düzeyi açısından acı bir örnektir. TEMAD’ın bu tarihi hatayı affetmeyeceğine inanıyoruz...
TEMAD yönetimine uygulanan Orduevi yasaklarına ilk tepki sitemizde yapılan mail kampanyası ile genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarına iletilmiş buna katkı sağlamayan bu kişi ve yandaşları hepimizce mücadeleye katkıları ile tanıdığımız Sn.Ersen Gürpınar orduevi yasağına tepkisi sitemizde yayınladığı yazısında ortaya konulmuşken orduevi yasağına karşı dava açmamakla suçlanmış tamamen ahlak dışı ifadelerin kullanıldığı yazıda Sn.Gürpınar ve diğer meslekdaşlarımızla ilgili olarak sağduyulu herkesin esefle değerlendireceği gibi ;
-Ayrıca ateş yakan mangalcı başı Ersen Efendi,
-MSB' na sonuna kadar yanındayım diyen bu şöhreti kendinden menkul dalkavuk,
-Üç tane yavşak yalakanın
-Yani azıcık adam olmak lazım. Bu özellikler de bu ŞEKER OĞLAN‘da yok.
-Bilmiyor ki, onun güttüğü koyun kadar bizim öptüğümüz çoban var.
-Sn. Ahmet KESER'i eleştiren lavuk, kucağında oturduğu paşasının verdiği yasaktan dolayı dava açamıyor
Şeklindeki ifadeler, Genel Merkez Delegesi olan ve kendince Genel Merkez Sözcüsü gibi davranan birisine ne derece yakışmaktadır?
Maalesef aşağıda orjinalini paylaştığımız bu yazı çok karalayıcı ve inciticidir. TEMAD Disiplin Komisyonunu yukarıda bahsettiğimiz gerekçelerle toplanıp, “TEMAD Tüzüğünün 12. Maddesinde bahsedilen Üyelerin Yükümlülüklerinin üçüncü ve dördüncü maddelerine uymamak, Dernekten çıkma şartı gerektiren ikinci ve altıncı maddesi kapsamına girmek…” gerekçesiyle, adı geçen şahsın bir an önce TEMAD’dan uzaklaştırmasının sağlanmasını aksi halde görevde iken tanıyıp hareketlerinden hicap duyduğumuz bu ve benzeri kişilerin mücadelemize ve yönetime büyük zararlar vereceği hepimizin malumudur, bu nedenle gereğinin yapılmasının önemini saygılarımızla TEMAD Gn.Mrk.yönetimine ve meslektaşlarımızın bilgisine sunuyoruz...
SİTE VE ASSUBAY GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU YÖNETİMİ
1. Bu yazıyı mutlaka okuyun. Olumlu / olumsuz fark etmez, yorumlarınızı da mutlaka yazın. Çünkü bu bir savaş ve her devir de olduğu gibi içimizdeki İRLANDA‘lılarlada mücadele etmek bir mecburiyet. Çünkü, maçı kazanmak için hakemi de yenmek zorundayız.
2. Ordu Evi yasaklarıyla ilgili bundan önce birkaç yazı yazdım. Genel Kurmay Başkanının belki şahsından kaynaklı değil ama çevresinin baskısıyla bizlere reva gördüğü KİŞİSEL ve tamamen keyfiyete dayanan yasaklarını sizlerle paylaştım.
3. Sn. Genel Başkan, Sn. Selçuk İÇER ve şahsıma verilen Ordu Evi yasağının Ordu Evleri yönetmelinğinde ki şartlardan kaynaklanmadığını, konunun tamamen yazıp çizdiklerimizden kaynaklı olduğunu ve bu adaletsizlik devam ettiği sürece de yazmaya devam edeceğimizi buradan duyurduk.
4. Dedik ki, biz Ordu Evlerine giriş yasağını ihlal edecek bir kusuru oralarda işlemedik. Bunu herkez biliyor. En başta da siz biliyorsunuz. Yani bizlere verilen yasağın gerekçesini, kargaların kıçıyla güleceği bir gerekçeye dayandırdınız. Bizleri TSK aleyhinde yazan, çizen propaganda yapan insanların arasına soktunuz. Soktunuz sokmasına da, kendinizle tezata düştünüz be paşam. Zaten gitmediğimiz kıytırık Ordu Evlerine yasak koydunuz da, peki, aynı şahıslara SEFER GÖREV EMRİ göndererek kışlalarınıza sokmak hangi aklın ürünü. Bak buradan söylüyorum. Ben artık senin gönderdiğin, göndereceğin hiçbir görevlendirmeyi kabul etmiyorum. Şimdi işim var ama dönüşte bir basın açıklamasıyla, SEFER GÖREV EMRİNİZİ kapınıza bırakacağım. Hadi engelleyin bakalım.
5. Tabi, biz bu egemen güçlerle mücadele ederken, onların içimizde ki uzantılarıyla da boğuşuyoruz. HADİLAN ŞANLI yazmış, diyor ki, biz bu Ordu Evi yasağını 1 ( BİR ) ay önceden haber aldık, Genel Başkan nasıl haber alamaz, demek ki onu dikkate almıyorlar. HADİLAN‘cığım, defalarca söyledik ama anlatamamıştık. Bizim sizin gibi içeriden haber alacağımız paşa babalarımız hiçbir zaman olmadı. Peki, bir ay önceden haber aldınız da neden yazmadınız ? Yol paralarını veren yalaka şeyhin haberi alır almaz ANKARA ‘ larda kimlerin kapısına dayandı ? Ayrıca ateş yakan mangalcı başı Ersen Efendi neden bu olayı gizledi ? Ve neden, MSB na belki yasağı kaldırabiliriz düşüncesiyle sonuna kadar sizinleyim dedi ? MSB na sonuna kadar yanındayım diyen bu şöhreti kendinden menkul dalkavuk, hala Genel Kurmay hakkında neden dava açmadı ? Açmıyor. ? Kimden korkuyor ?
6. Her olaydan kendine paye kapmaya çalışan sahte hacı fırıldak Bülent, yazmış, benim mezarımın yan yana gelemeyeceği adamlarla aynı kare de olduğumu söylüyor. TANDOĞAN Ordu Evinde yanımda, Sn. Sami İNAN ve Sn. Fikret PARLAK varken geldi. Sami ‘ ciğim biraz görüşebilirmiyiz diye izin istedi. Ben de hay hay Sn. Fırıldak diyerek onunla konuşmaya başladım. 10 ( on ) dakika sonra da Cavit KAYIKÇI geldi sohbete katıldı. Hep beraber yani üçümüz bir süre sohbet ettik. Orada Cavit KAYIKÇI ‘ ya beni öve öve bitiremedi. Ama gittiği yerden yazdı. Sami BAŞKAYA, Cavit KAYIKÇI ile bir buçuk saat ne görüştün diye. Namuslu bir adam bunu yapmaz dı. Bülent CİVAN bu camianın en kaypak, en dönek, en sahtekar adamıdır. Kuyruğuna yapıştığı KAYIKÇI ‘ dan yüz bulamayınca yanındayken dünyanın yedinci harikası diye bahsettiği adamı sattı. Bakın buradan söylüyorum. KAYIKÇI ile o güne kadar hiçbir yerde yolum kesişmedi. Ama yaptıklarını izledim. Açık oynadı. CİVAN gibi her gün ayrı ipe sarılmadı. Onun için CİVAN yalakası KAYIKÇI‘nın kılı kadar bile olamaz. Ayrıca KAYIKÇI‘nın 2009 yılından bu yana AKP nin kayıtlı üyesi olduğuna dair sağlam bir kaynaktan bilgi aldım. Bunu önümüzde ki günler de belgesiyle açılayacağım.”
7. Bir de son günlerde türeyen bir ŞEKER OĞLAN var. Sahipleri buna dediler ki, sen git, çamura yat, çime bat, ama ne olursa olsun delege ol. Bu yalaka da 08 Haziran tarihine yani, ANKARA delege seçimlerinin yapıldığı tarihe kadar, her sabah ÇANKAYA Şubesini ilk açan adam oldu. Orada Genel Merkeze yakın insanlar vasıtasıyla Genel Başkana yaklaştı. Ama olmadı. Hep söylüyorum. Bu davaya hizmet etmek için, delege veya yönetime girmeye gerek yok. Azıcık dava adamı ol yeter. Yani azıcık adam olmak lazım. Bu özellikler de bu ŞEKER OĞLAN ‘ da yok. Tabi, delege olamayınca yularını elinde tutanlara sadakatini göstermesi lazım. Onun için dikkat edin, yazmaya ne zaman başlamış ? Çok akıllı ya, sahte profil açmış kendi dalkavukluğunu yapıyor. Yazdığı her yazıya otomatik, yorum yapan üç tane yavşak yalakanın yazdıklarıyla sözüm ona yazar olmuş. Dünyadan bi haber, kendinden bi haber. Bilmiyor ki, onun güttüğü koyun kadar bizim öptüğümüz çoban var. ( Şeker oğlanın kim olduğunu anlamayanlar için yazıyorum. Sn. Mehmet KAYALI bu zat _ ı muhteremi şekerli oğlan diye övüyor, adı da Levent ULUCAN. Şeker oğlan yakıştırması şahsıma ait değildir. Ama sevdim bu adı. Her şeye rağmen meslektaşımızdır. Öpüldün ŞEKER OĞLAN )
8. Bir de son günler de Ordu Evi yasaklarını ötelemek isteyen yalaka yasaklının intibaklar ile yazdığı Sn. İsmail TURAN ' ın durumundan bile TEMAD ve Sn. Genel Başkana vurmak için malzeme oluşturanların yaptığı sahtekarlığa da kanmayın. Yazdıkları intibaklar ile bizim mücadelesini verdiğimiz konunun uzaktan yakından alakası yoktur.Daha elmada vitamin değilken bile yaşanan olaylardan Sn. Ahmet KESER 'i eleştiren lavuk, kucağında oturduğu paşasının verdiği yasaktan dolayı dava açamıyor. Ama yaza yaza bu davayı açtıracağız. Açmazlarsa onların adına biz açacağız. Selamlarımla..
Yorumlar
Buradan bir kaç soru sormak istiyorum, ilk sorum bu şahsı delege adayı gösteren TEMAD Genel Başkanı Sn. Ahmet KESER ve bu şahsı delege yapmak için oy atan 180 TEMAD Genel Merkez üyesine; bu şahsı delege adayı olarak gösterdiğiniz için ve bu şahsın seçilmesinde emek verdiğiniz için pişmanlık duyup utanç duyuyor musunuz? İkinci bir sorum yine TEMAD Genel Başkanı Sn. Ahmet KESER ve sayın Yönetim Kurulu üyelerine; TEMAD üyesi olan, emekli astsubay olan ağabeylerine ve meslektaşlarına her türlü hakareti yapan, şerefli Türk Silahlı Kuvvetlerinin (sevelim ya da sevmeyelim) yönetim kadrosunda olan şahıslara (rütbesi ne olursa olsun şahıslar gelip geçicidir önemli olan makamdır) kızarak hakaretler yağdırarak kendisine tevdi edilen SEFER GÖREV EMRİ'ni kaale almayacağını ve Genelkurmay Başkanlığının kapısına bırakacağını alenen ilan edip, kendisine verilen vatan görevinden kaçan sözde vatansever olan ve sizin delege seçtirdiğiniz bu şahıs hakkında bir işlem yapacak mısınız?
Bu arada önemle unutulmaması gereken bir konuyu Sn. TEMAD Genel Başkanı ve Yönetim Kurulunun sayın üyelerine hatırlatmak isterim, sizler binlerce üyesi olan bir Sivil Toplum Örgütünün yöneticilerisiniz ve duygusal davranma lüksünüz bulunmamaktadır, işlenen suçu görmezden gelmek aynı suça iştirak etmek anlamına da gelmektedir. Bu konuyu Sn. hukuk müşaviriniz ile istişare etmenizi tavsiye ederim. Üçüncü sorum da bu şahsın hakaret ettiği Sn. emekli astsubay ağabeylerime ve arkadaşlarıma olacak; sizlere bu kadar hakaret eden bu şahıs hakkında yasal bir işlem başlatacak mısınız, eğer hakkınızı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde ve hukuki olarak aramayacak iseniz sizlerin yüreğinizden şüphe edeceğim ve lütfen bundan sonra saygıyla okuduğum yazı ve yorumlarınızı yazarak bizleri meşgul etmeyiniz. Son sözüm ahlak, terbiye, Türk örf ve adetlerinden nasibini alamamış insana, yukarıdaki satırları kaleme alan şahsa, en kısa zamanda bir doktora görünmeni ve ruh sağlığındaki sıkıntılarını gidermeni ve yazdığın bu gereksiz yazıdan dolayı zarar verdiğin tüm TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ personeli ile EMEKLİ ASTSUBAY camiasından özür dilemeni şiddetle tavsiye ederim.
Dip not; her türlü seviyeli eleştiriye saygı duyarım ancak seviyesiz bir üslup kullanıp, şahsıma yapılacak olan hakaret içeren yazılara gerekli hukuki haklarımın saklı olduğunun bilinmesini önemle belirtirim.
Emekli assubaylar arasındaki bu tür düşük profilli, düşük seviyeli tartışmaların sonlandırılması TEMAD'ın sosyal sorumluluğu kapsamında olması gerekirken, bu yazıyı kendi yarı resmi yayın organına taşıyarak, yangına körükle, kavgaya sırıkla gitmesini anlamak gerçekten güç!
ORG. Site yönetimi ise muhtemelen önce Allah'a "bunları ıslah et" diye dua etmiş, sonra da TEMAD Genel Başkanlığın'na açık mektup yazmış olmalı!
Amin diyelim...Başka diyecek bir şey var mı, kırkını-ellisini geçmiş dedelere!
"Yuh" desek ayıp olur... Demeyelim.
Bir delegen bunu yapabiliyor ve sizler seyrediyorsanız ne demeli.!
YAZIK,UTANÇ VERİCİ ,YÜZ KIZARTICI 'dır yaşadıklarımız.
Bu kitap satıcısının kitabını layık oldugu şekilde işlem yapıyorum,YAKIYORUM.
Yıllardır,onur mücadelesinde yol alanlara,utanç yaklaşımlarını seyreden Temad genel merkezi ve tüm yönetim kurulu üyelerine son çagrı ile göreve davet ediyorum.
Saygılarımla.
Atilla ABAYLI
Görevde iken yalaka davranışları,olumsuzlukları ile bizlerin yüz karası olanların emekli olunca elbette ki huyları değişmeyecek küçük çıkarlar için aynı tavrı sergilemeye devam edeceklerdir. Bunlar aldıkları emirle gündem değiştirmeyi başarısızlıkları olumsuzlukları gizlemekle görevlidirler. Genelkurmayı elbette eleştireceğiz ama bu ahlaksız müfteriler gibi hakareti şiar edinirsek assubay toplumuna en büyük kötülüğü yapmış oluruz,nitekim bunların davranışlarının tepki olarak yansıdığını görüyoruz.Meslektaşlarım benim mücadeleye ne şekilde katkı sunmaya çalıştığımı genelkurmaya yalakalık yapıp yapmadığımı biliyorlar, Ordu evi yasağına tepkimi bu sitede yazdığım yazı ile ortaya koydum, hakareti şiar edinenlerin bunu anlaması mümkün değildir.Ben hayatım boyunca yalakalık yapmadım,görevde iken bile verdiğim mücadele sonucu yüksek okul mezunu olmama rağmen SAKINCALI PERSONEL olarak 2'nci dereceden emekli oldum. Benim de hatalarım olabilir, eleştirilebilirim bunu saygı ile karşılarım, ama bu, assubay olmak için komutan postalı silip palto taşıyanların haddi olamaz. Bu kişi ve yandaşları şimdi yine küçük menfaatleri uğruna yalakalık ve saldırganlığın en iğrenç örneklerini verdiklerini ibret,üzüntü ile izliyoruz. Bunları muhatap almakla gündemin değişmesine ve amaçlarına ulaşmalarına alet olmayacağız. Genel merkez yönetiminin bu ahlaksız davranışlara dur demesini talep ediyoruz. Mücadeleyi amaç edinmiş meslektaşlarıma sevgi ve saygılar sunuyorum.